reklam
reklam
DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN
reklam

Silvio Berlusconi kimdir

Yayınlanma Tarihi : Google News
Silvio Berlusconi kimdir
reklam

Berlusconi, bir İtalyan siyaset adamı olarak tanınmasına rağmen başbakanlık döneminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile geliştirdiği dostluk ile Türk halkının hafızasına yer etti.

Eski İtalya Başbakanı ve Forza Italia (FI) Partisi lideri
Silvio Berlusconi 29 Eylül 1936 tarihinde Milano’da doğdu.

Babası Luigi Berlusconi bankacıydı. Annesi ise ev hanımı.

İlk evliliğini Carla Elvira Dall’Oglio ile yaptı. Bu evlilikten Piersilvio, Luigi ve Marina isimli üç çocuğu doğdu.

Sonra Veronica Lario ile evlendi. Bu evlilikten de Barbara ve Eleanora adında iki kızı oldu.

“Gelmiş geçmiş en renkli siyasetçi” olarak tanınan Silvio Berlusconi, 2020’de koronavirüse yakalandı. Daha sonra Berlusconi’ye lösemi teşhisi konuldu ve kemoterapiye başlandı ancak kurtarılamadı ve 86 yaşındayken, 12 Haziran 2023’te yaşamını yitirdi.

***

Berlusconi, sadece bir politikacı değil aynı zamanda müteahhit, medya patronu, spor kulübü başkanı ve çok yönlü bir isim olarak tanındı.

Milano’daki gökdelenleri yapan isimdi.

Tele Milano televizyonunu kurdu. “Mediaset” grubu altında “Canale 5”, “Italia 1” ve “Rete 4” adlı üç kanal birden kurdu.

İtalya’da bulunduğu her alanda kendi özgün tavrını ortaya koyan Silvio Berlusconi, bir dönem de Milan Spor Kulübü’nün
başkanlığını üstlendi.

Hayatında birçok ödül kazandı.

2012 yılında, Forbes dergisi Berlusconi’nin 5,9 milyar dolara sahip bir serveti olduğunu ve İtalya’nın en zengin 6. adamı olduğunu açıkladı.

Silvio Berlusconi’nin basın patronu olması ve başbakan
seçilmesi süreci

1992’de Milano savcısı Antonio Di Pietro, “rüşvet ve
yolsuzluk üzerine temiz eller operasyonu” başlatınca operasyon o dönemde henüz
siyasete atılmayan İtalya’nın en zengin iş adamı Silvio Berlusconi’ye kadar
uzandı.

Siyasete atılarak dokunulmaz olmak isteyen Berlusconi, 1994
İtalya genel seçimleri öncesinde “Forza Italia” siyasi partisini kurdu.

Bir medya patronu

Partisini lider yapmak amacıyla kendi medya imparatorluğunu
oluşturdu. Canale 5, Italia 1, Rete 4 isimli üç özel TV kanalı açtı.

İtalya’nın büyük yayın gruplarından olan Mondadori Yayın Grubu’nu satın aldı,
önemli gazetecileri yüksek ücretlerle kendisine bağlamıdı.

Siyasi içerikli
Panorama dergisini de satın alarak medya aracılığı ile yaptığı siyasi
propagandayla birinci parti olarak milletvekili seçildi. Berlusconi yaptığı
politikanın sonucunda başbakanlık koltuğuna oturdu.

Basın özgürlüğünü
konusunda hassas

Berlusconi, başbakan olduktan sonra kendi medya grubunun
dışındaki diğer gazeteler ile cepheleşme yaşamışsa da basın özgürlüğünü
konusundaki hassasiyetini korudu.

“Başbakan” sıfatıyla, her pazartesi, basın
toplantısı yapmaya başladı; basın toplantısında ön sıralarda en muhalif
gazetecilere yer ayırdı. Soruları yönelten basın organını ayırt etmeden
yanıtladı. Kendisi aleyhine yazılan yazılara da herhangi bir yaptırım
kullanmadı. Bu örnek İtalya’da basın özgürlüğü olduğunun önemli bir
kanıtı olarak kayıtlara geçti.

İtalyan Cumhuriyeti tarihindeki en uzun süreli
lider

Berlusconi, 2001’de tekrar görevi devraldı ve kurduğu
ikinci Berlusconi hükümeti ile İtalyan Cumhuriyeti tarihindeki en uzun süreli
lider oldu. 1994-1998, 2001-2006, 2008-2011 dönemlerinde liderlik
yaptı.

Silvio Berlusconi’nin siyasi kariyeri

Silvio Berlusconi, ilk kez siyasete girdiğinde, kariyeri
tartışmalara ve yargılarla neden oldu. Kişisel çıkar çatışmalarını ortadan
kaldırmak için İtalya’daki en büyük televizyon yayın ağı olan Mediaset’i satma
vaadini tutmadı. Hükümetteki bazı ortakları, hükümeti, küresel ekonomide
başarısız buldu.

1994-1998 dönemi bitip de 1999 seçimlerine girildiğinde
Forza Italia, oyların yüzde 25,2’ini alabildi. 2005 bölgesel seçimlerinde,
merkezi sol gerilla adayları, yerel yönetimlerin ve valiliklerin kontrolünün
söz konusu olduğu 14 bölgeden 12’sinde kazandı.

Berlusconi’nin koalisyonu,
yeniden seçim için bölgesel organlardan sadece ikisi olan Lombardy ve Veneto’yu
alabildi. Üç parti, Hıristiyan ve Merkez Demokratlar Birliği, Ulusal
İttifak ve Yeni İtalyan Sosyalist Partisi, Berlusconi hükümetinden çekilmekle
tehdit etti. İtalyan Başbakanı, tereddüt ettikten sonra 20 Nisan 2005’te
Cumhuriyet Başkanına hükümetinin tasfiyesi için talepte bulundu. 23
Nisan’da, aynı müttefiklerle yeni hükümet kurdu, bakanları ve hükümet
programını değiştirdi.

İktidar partileri tarafından tek taraflı olarak yazılmış
yeni seçim yasası altında faaliyet gösteren milletvekili muhalefetinin sert
eleştirisi üzerine Nisan 2006 genel seçimler yapıldı. Yeni seçim
kurallarına göre, Berlusconi’nin koalisyonunun seçimleri kazanmak çıkardığı
seçim yasası, yenilgiye neden oldu ve Prodi’ye yeni bir kabine kurma şansı
tanındı. 2006 genel seçimlerine doğru ilerledikten sonra “birleşik, ılımlı
bir parti ve reformcu” partisine olası bir birleşmeyle ilgili olarak “Özgürlükler
Evi”nin bazı unsurları konuşuldu. Forza Italia, Gianfranco Fini’nin Ulusal
İttifak Partisi ve Pier Ferdinando Casini’nin Hıristiyan ve Merkez Demokratları
Birliği, projeyle ilgilenildi.

Ancak seçimden kısa bir süre sonra Casini
partisini tarihi müttefiklerinden uzaklaştırmaya başladı. 2 Aralık 2006’da,
Roman Prodi’nin önderliğindeki hükümete karşı Roma’daki merkez sağda büyük bir
gösteri sırasında Berlusconi, Özgürlük Partisi’nin kurulmasını
önerdi.

Yönetim kurulu devrimi

18 Kasım 2007’de, Berlusconi, Milano’daki Piazza San Babila,
Forza Italia’nın yakında birleşerek, Halk Özgürlüğü partisine dönüşeceğini
söyledi. Bu durum Berlusconi’nin “yönetim kurulu devrimi” şeklinde
yorumlandı.

24
Ocak’ta Prodi II Kabinesi’nin ani düşüşünden sonra Birlik koalisyonunun
kırılması ve ardından gelen siyasi kriz Nisan 2008’de yeni genel seçimlerin
önünü açtı.

Forza Italia fes edildi

Berlusconi, Gianfranco Fini ve diğer parti liderleri 8 Şubat
2008’de, Umberto Bossi’nin Kuzey Ligi ve Sicilya Lombardo Özerklik Hareketi ile
birlikte “Özgürlük Halkı” adlı ortak liste oluşturmak konusunda anlaştı.

13-14 Nisan 2008’de yapılan parlamento seçimlerinde, bu koalisyon, Walter
Veltroni’nin İtalya Parlamentosu’nun her iki meclisinde merkez sol koalisyonuna
karşı kazandı.

Berlusconi’nin muhafazakar bloğu yüzde 9’luk oy oranı ile
lider oldu. Berlusconi’nin en büyük öncelikleri Napoli sokaklarındaki çöp
yığınlarını kaldırmak ve yıllarca Euro Bölgesi’nin geri kalanını daha düşük
performans gösteren İtalyan ekonomisinin durumunu iyileştirmek oldu.
Berlusconi ve bakanları Berlusconi IV Kabinesi olarak 8 Mayıs 2008’de yemin
etti. 21 Kasım 2008’de Alfredo Biondi’nin başkanlık ettiği ve
Berlusconi’nin de katıldığı Forza Italia Ulusal Konseyi, Forza Italia’yı
feshetti, Berlusconi’nin ilk seçim zaferinin 15. yıldönümü olan 27 Mart
2009’da gerçekleşen “Özgürlük Halkı”nı kurdu.

Forza Italia hiçbir zaman resmi parti kongresi
düzenlememişken, 1994’ten beri Forza Italia’nın üç parti sözleşmesi
düzenledi, hepsi Berlusconi’yi desteklemeye karar verdi. 27 Mart 2009
tarihinde Özgürlük Halkının siyasi hareketinin kuruluş kongresinde yeni
partinin tüzüğü bir onaylanmaya tabi tutuldu. Bu siyasi toplantı sırasında
Berlusconi, Özgürlük Halkı’nın Başkanı seçildi.

2009 ile 2010 yılları arasında muhafazakar Ulusal İttifak’ın
(AN) eski başkanı ve İtalyan Temsilciler Meclisi Başkanı Gianfranco Fini,
Berlusconi’nin önderliğini dile getirdi.

2010’da Berlusconi kazandı

15 Nisan 2010’da Fini’nin parti içindeki görüşlerini daha
iyi temsil etmek ve farklı bir parti örgütü kurmak için “Generation Italy” adlı
bir hareket başlatıldı. 22 Nisan 2010’da, PdL Ulusal Komitesi bir
yıl içinde ilk kez Roma’da toplandı. Fini ve Berlusconi arasındaki çatışma
televizyonda canlı olarak yayınlandı. 29 Temmuz 2010’da parti yöneticisi
Fini’nin PdL’nin siyasi çizgisi ile “uyumsuz” olarak nitelendirildi. Berlusconi
Fini’den istifa etmesini istedi, yanıt olarak Fini kendi gruplarını “Gelecek
ve Özgürlük” (FLI) adı altında oluşturdu. 14 Aralık’ta, FLI, Berlusconi’ye
güven oylaması yaptırdı ve Berlusconi kazandı.

Oylamadan sonra istifa etti

Parti, Mayıs 2011’deki yerel seçimlerde büyük darbe
aldı. Berlusconi’nin şehri ve partinin kalesi olan Milan’da kaybetti.
Buna tepki olarak, Adalet Bakanı Angelino Alfano, partiyi yeniden düzenleme
yoluna gitti. 1 Temmuz’da Ulusal Konsey partinin anayasasını değiştirdi ve
Alfano oy çokluğuyla sekreter seçildi. 10 Ekim’de milletvekilleri, hükümet
tarafından önerilen devlet bütçesine ilişkin yasayı reddetti. Berlusconi,
bu olayın sonucunda 14 Ekim’de güven oylamasına karar verdi. 8 Kasım’da
daha önce reddedilen devlet bütçesine ilişkin yasayı onaylandı, Berlusconi’nin
çoğunluğunu kaybettiğini vurgulamak için muhalefet partileri oylamaya
katılmadı. Oylamadan sonra, istifasını açıkladı.

İtalya’nın borç
krizini

İtalya’nın borç
krizini 2,6 trilyon dolar tahmini borçla başa çıkma konusundaki başarısızlığı,
Berlusconi’nin görevden ayrılma kararında rol oynadı.

“Kendi çıkarını korumak için gücünü kullanması” nedeniyle
suçlandı. Alt mahkemelerde suçlu bulundu, ancak hapishaneye girmemek için
İtalya’nın hukuk sistemindeki boşlukları kullandığı iddia edildi.

Berlusconi, seçim öncesi vaatlerini yerine getiremedi ve
ekonomik gerilemeyi engellemek için reformlar gerçekleştiremedi.

12 Kasım 2011’de, kabine ile yaptığı son görüşmeden sonra
Berlusconi, istifa etmesi için İtalya Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano’yu
Quirinal Sarayı’nda bir araya getirdi. Bunu, televizyon kanallarından birinde
telefonla İtalyan halkına duyurdu. Berlusconi, meclis çoğunluğunu
kaybettiğini kabul etti ve “Liderlik eden ya da hükümeti yönetmeyenler gibi
şeyler, ülke için doğru olanı yapmaktan daha az önemlidir.” sonucuna vardı.
Berlusconi, bütçe yenilgisinden sonra tekrar İtalya’da görev yapamayacağını
açıkladı.

Quirinal Sarayı’na geldiği sırada, yaklaşık 200 kişilik bir
grup toplanarak “istifa, istifa” diye bağırarak, arabasına para atarak
Berlusconi’de hakaret etti. Via del Corso’ya doğru ellerinde pankartlar
bulunan bir kalabalık toplandı. Bir orkestra, Händel’in “Mesih” ve
Mozart’ın “Requiem”ini sokaklarda seslendirdi ve halk kendilerine dansla
eşlik etti.

“Berlusconi
ayrıldı, sokaklarda parti”

La Repubblica’nın 11 Kasım’daki manşetini “Berlusconi
ayrıldı, sokaklarda parti” şeklinde atarken, La Stampa’nın manşetinde ise “Berlusconi şimdi
Monti’ye veda etti” yazıyordu.

Bunga Bunga skandalı

Özel
hayatında kadınlarla ilişkileri deşifre olan ve bu nedenle zaman zaman basında
haberleri yer alan Berlusconi’nin siyasi
hayatını bitiren La Repubblica gazetesinde yayınlanan “Bunga Bunga” haberi
oldu.

Bu haber patlak verene kadar Berlusconi, dünyada İtalya’nın
siyasi tarihine ismini yazdıran, uluslararası arenada sempatikliği ile ünlenen
bir devlet adamı olarak tanındı ve sevildi. Kendi ülkesinde de sevenleri
olduğu kadar ekonomi alanında başarısız bulanlar ve özel hayatından dolayı
kendisine tepki duyarlar oldu. Ancak haberin yayınlanmasının ardından
siyasetten ayrıldı, konu ile ilgili mahkemelerle uğraştı ve artık haberin
konusu olan “Bunga Bunga” ile anılır oldu.

Siyasi hayatını bitiren
neden

Berlusconi, politik kimliği ile vaatlerini yerine
getirmeyen, modern İtalyan siyasetinde tartışmalı bir figür haline dönüştü.

Suçlu bulundu

İtalya’nın eski başbakanı Berlusconi, olayın geçtiği
Şubat-Mayıs 2010 tarihleri arasında 18 yaşın altında bulunan Ruby adıyla da
bilinen Faslı Karima El Mahroug ile ilişkisinden ve görevini kötüye
kullanmaktan dolayı suçlandı ve suçlu bulundu. 24 Haziran 2013 tarihinde,
Asliye Mahkemesi Berlusconi’yi 7 yıl hapis cezasına çarptırdı ve kamu
görevinden ömür boyu yasaklandı.

Berlusconi, cezayı temyiz etti ve 18
Temmuz 2014’te, temyiz mahkemesi Berlusconi’nin mahkumiyetini bozdu.
Böylece bir kez daha seçilmeye hak kazandı.

Forza İtalia partisinin onursal
başkanı

Berlusconi, yaşamını yitirdiği tarihe kadar Forza İtalia partisinin onursal
başkanı olarak görev yaptı. Ve ilerlemiş yaşına rağmen partisinin başında siyasete geri dönme
sinyalleri verdi.

reklam

YORUM YAP