reklam
reklam
DOLAR32,4504% -0.15
EURO34,8290% -0.66
STERLIN40,7959% -0.56
FRANG35,5088% -0.41
ALTIN2.438,67% 0,10
BITCOIN63.431,29-1.035
reklam
Dr. Öğr. Üyesi Hakkı ÇILGINOĞLUTÜM YAZILARI

Bakü’den Selamlar

Yayınlanma Tarihi : Google News
Bakü’den Selamlar
reklam

Bu hafta da sizleri Türk Dünyasının güzel ülkesi can Azerbaycan’ dan ve ülkenin göz bebeği rüzgarlar şehri Bakü den selamlıyorum.
Bu hafta derste yaşadığım ve beni derinden üzen bir olayı sizlere aktararak başlamak istiyorum. Salı günü derste bir Azerbaycan türkü öğrencim söz alarak bir soru sordu “ Hocam, Fatih Sultan Mehmet Müslüman mıydı?” bu soru iliklerime kadar işledi adeta donduğumu hissettim. Bu soru bir Türk beldesinde nasıl sorulabilirdi ve şimdi nasıl bir cevap vermek gerekiyordu. Soruyu soran kardeşimize dönerek “ hem de nasıl bir Müslümandı Allah davasını cihana yaymak için kendini adamış ve Peygamber efendimizin hadisine ( İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan; o ordu ne güzel ordudur.) mazhar olmuş . Fetihten sonra şehrin en büyük kilisesi olan Ayasofya Kilisesini camiye çevirerek ilk Cuma hutbesini burada okumuştur. İşte böyle bir Müslümandır” şeklinde cevap verdim fakat bu sorunun tesirinden kurtulmak hiç kolay değil……
Demek ki büyük bir vebal altındayız. Gençlerimiz araştırmıyor tarihini bilmiyor, dinden uzaklaşıyor ve biz seyrediyoruz. Bu sadece Azerbaycan da ki bu genç kardeşim için geçerli değil Türkiye de maalesef benzer bir halde. Peki neyi eksik yapıyor ya da yapamıyoruz. Bu işin vebali kimde suçlu kim …….
Suçlu ya da eksik olan ne bu genç kardeşim ne de içinde bulunduğumuz zaman, suçlu bizleriz. Yani bu coğrafya da etkili eğitimi veremeyen, gençlerimize tarihini anlatamayan, onları bir ulu çınarın dalları ve yaprakları olarak kabullenemeyen ve işini layıkıyla yapmayan bizler suçluyuz….
Milli Eğitim Bakanlığımıza, Üniversitelerimize, STK larımıza ve özellikle 2009 yılında Türk Konseyi olarak kurulmuş ve sonrasında hedeflerini büyüterek Türk Devletleri Teşkilatına dönüşmüş olan hedefleri arasında “Bilim, teknoloji, eğitim ve kültür alanlarında etkileşimin genişletilmesi” başlığını benimseyen bu büyük teşkilat Milli Eğitim Bakanlığımız ve YÖK ile birlikte gönüllü ve idealist eğitim orduları kurarak Türk Cumhuriyetlerimize eğitim ve kültür hizmeti vermelidir. Bu coğrafya ya eğitimci gönderirken cebini değil ceddini ön planda tutan neferler gönderilmeli ve eğitim programları hassasiyetle uygulanmalıdır ki gençlerimiz bağlarından kopmasınlar.
Bir kutlu Türk birliğine doğru hızlı adımlarla giderken kızıl elma ülküsüne bizi ancak etkili eğitim ve kültür politikalarımız ulaştıracaktır. 2023 yılında onuncu zirvesini gerçekleştiren ve dosta güven düşmana korku veren büyük Türk Devletleri Teşkilatı mutlaka bu alandaki eksikleri kapatacak ve her alanda tam ve mükemmel Türk Birliği yakın gelecekte mutlak kurulacaktır.
Bu vesile ile burada tanıştığım ve yürekleri vatan sevgisiyle dolu olan, görevlerini canla başla yerine getirmek için üstün gayretler gösteren kıymetli ordu mensuplarımız Ahmet Albayımıza, Hakan Yarbayımıza ve İshak Komutanımıza can Azerbaycan’ ımız için verdikleri mücadeleden dolayı teşekkür ediyorum.
Hedefine Türk birliğini koyan ve Dünya güç dengesinin ayarlarını bozan, tarih sahnesindeki Türk varlığını tüm dünyaya yeniden hatırlatan başta Türkiye Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve ekibine, teşkilatı 2009 yılında hayata geçiren Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan devlet başkanlarımıza, teşkilata sonraki yıllarda dahil olan Özbekistan, Macaristan, Türkmenistan ve KKTC devlet başkanlarımıza, çalışma arkadaşlarına, katkı verenlere, bu büyük davaya hizmet eden herkese sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
“Tarih, Türkler den çok şey öğrendi. Onların elinden çıkma öyle eserler var ki bunlar Medeniyetin birer ziynetidir. Alman tarihçi HAMMER”

reklam